21. YÜZYILDA ÖĞRETMEN OLMAK

Eklenme Tarihi : Friday, December 22, 2023

21. YÜZYILDA ÖĞRETMEN OLMAK
Geleceğimizi etkileyecek olan nesilleri yetiştirmek gibi büyük sorumluluğumuzun yanı sıra meslek aşkımızın ve sabrımızın yetmediği ,değişimi kabullenen, güncel kalabilen , iletişim becerileri yüksek ,teknolojiyi doğru kullanabilen kısaca çağı yakalayabilen öğretmenlerin ayakta kalacağı bir çağdayız. Öyle ki hiçbirimize benzemeyen her ge.en gün yeni sürümü ile tanıştığımız bir kuşak var ve bizlerden çok farklı düşünme becerilerine sahipler.
21. Meslek hayatım boyunca 7. Kez okuttuğum 1. Sınıf maceramda bu sene bambaşka becerilere sahip yeni nesille tanıştım. Öğretmenler bilirler ki 1. Sınıf okutmak demek konfor alanından epey uzaklaşmak demektir. Okuma yazma öğretiminin yanında öz bakım becerilerinden ,okul kurallarına, doğru yerde kullanması gereken nezaket ifadelerinden beslenme alışkanlıklarına kadar her türlü beceri 1. sınıfta kazandırılır. Tüm sene boyunca adeta ilmek ilmek işlenen beceriler sene sonunda eğitim sürecinin en güzelinin yaşandığı ,sayısız tatlı hatıraların hafızalara işlendiği sene olarak macerada yerini alır. Çünkü senenin sonunda sınıfa ürkek bakışlarla giren çocuk bir aslana , tutamayan inci gibi yazmaya, sesini duymakta zorlandığın ise bi türlü susturamadığın özgüvenli bir çocuğa dönüşmüştür .Kısacası başlarda yorucu olan bu maceraya ekilen tohumların filizlenmeye başlamasıyla daha keyifli bir hale geliyor diyebiliriz.

Ama bu sene daha önceki senelere benzemeyen deneyimler yaşadım. Yeni nesil iletişime daha açık ve cok daha fazla dokunsallar… Gördükleri yerde sarılıyorlar hatta okul kapısında sarılmak için bekliyorlar. Sabahları zihinleri açık ve hazır vaziyette okula geliyorlar. Ne yapacaklarını sormak yerine ne yapmak istediklerini söylüyorlar. Eşyaya hatta arkadaşa asla değer vermiyor, sürekli kendini anlatmak istiyor ,en fenasıda bir çoğu birine vurmaktan çekinmiyor , hiçbir şey bilmese de müthiş bir özgüvenle parmak kaldırıyor , garip sesler çıkarmayı derste konuşmaktan saymıyor .Alışık olmadığımız davranışların sebebini pandemi sürecine , oynadıkları bilgisayar oyunlarına ,maruz kaldıkları sosyal medya videolarına bağlayabiliriz.
Dünyaca ünlü Times dergisinin Aralık 2006 sayısında da Çağımızın Minik kahramanlarının alışılmışın dışındaki hallerini bir hikaye olarak tanımlamıştır. Soyut problemleri kendi becererileri ile çözen ,takım halinde çalışabilen, doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırabilen, ana dili dışındaki dilleri rahatlıkla öğrenip konuşabilen aksi takdirde küresel ekonomide çok zorlanacak olan bir neslin hikayesi…. Peki bizler eğitimciler olarak bu hikayenin neresindeyiz? Yazımın en başında da belirttiğim gibi çocukları bilgi ile donatmanın yanı sıra iletişimi, teknolojiyi doğru kullanarak onları yakalamak zorundayız. Eleştirel düşünme becerilerini yüreklendirmeli ,dijital vatandaşlığa hazırlamalı , teknolojiyi hayatlarını kolaylaştıracak şekilde kullanmalarını sağlamalıyız. Değişen dünyayı yakalayabilmek için her daim öğrencilerle işbirliği içinde olup kendimizi her daim geliştirmeliyiz.21. yüzyıl becerilerine sahip olmayan ve kendisini güncelleyemeyen bir öğretmenin kendisinden farklı öğrenciler yetiştirebilmesi mümkün değildir. Asıl Hedefimiz öğrencilerimizi henüz var olmayan mesleklere ve teknolojilere hazırlamak olmalıdır ki henüz farkında bile olmadığımız problemleri rahatlıkla çözebilsinler.
ZEYNEP BADE KARAPEKMEZ


Görüntüleme Sayısı :

227

Güncelleme Tarihi:

Tuesday, July 2, 2024